Colette'in, Fransız romanında olduğu kadar, dünya romanında da çok özel bir yeri var: Her türlü konformizme karşı çıkan Colette, roman sanatına yeni bir kadınca dünya görüşü getirirken, bir başka yazma biçemi de yaratmıştır. Dişi Kedi, bir genç erkek, bir genç kadın ve bir dişi kedi üçgeninde 'kıskanma'nın özel dünyasını bütün derinlik ve çıplaklığıyla ele alır. Alain'in nişanlısı Camille'in, genç erkeğin dişi kedisi Saha'nın varlığında beklanmedik bir rakip keşfetmesi; Alain'in Camille'in karşısına, Saha'nın kedice incelediği çıkarması ve kedi Saha'nın Alain'i dişice kıskanması sonunda roman trajik boyutlara ulaşır. Saha'nın varlığı, Camille için, dışında kaldığı bir sevgi dünyasının somut simgesidir. Camille, Alain'in bütün ilgisini üzerinde toplayan Saha'dan nefret eder, bu da kendisini bağışlamaz bir tepkiye götürür: Saha'yı öldürmeye kalkışır. Colette, bu romanıyla insanlar arası, kadın-erkek arası ilişkilerin en karanlık katmanlarına el atıyor. Colette'in, en güzel, en özgün romanlarından biri olan Dişi Kedi, pek az yazara kısmet olan ölümsüzlüğün yazınsal gizlerini açıklıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder