Doğu Avrupa'da Stalinizmin yarı çöküşü sağ kanadın uluslararasında "sosyalizmin bunalımını" ve Ekim Devrimi'yle açılan geleneğin sonunu ilan eden saldırısına yol açtı. Marksistlerin sadece anti-stalinist marksist geleneği savunarak - bu çok hayati de olsa - değil, ama programlarının ve somut siyasal cevaplarının da geçerliliğini göstererek bu tartışmaya cevap vermeleri bir görevdir. Bunun şu veya bu küçük marksist eğilimin geleneğini basitçe ısıtıp yeniden piyasaya sürmekle oluşabileceği fikri iflas etmiştir. Yeni bir diyalog, uluslararası bir devrimci hareket kurma görevlerinin yeniden açık seçik hale getirilmesi gereklidir. Cari tartışma bu süreci başlatmaya yardım edebilir. Bu tartışma şu veya bu biçimde 50 yıldan fazla bir zaman köpürüp duruyorsa da , birçok sosyalist onu önemsiz ya da daha iyisi ikincil bir konu olarak görmeye eğilimli. Fakat cari tartışmalarda yer alan taraflar böyle düşünmüyorlar ve bize göre de bunda haklılar. Açık bir biçimde, Sovyetler Birliği'ndeki muazzam gelişmeler 1920'li yılların sonu ve 1930'lu yılların başında stalinizmin karşı-devrimci zaferinden beri varolan toplumsal düzeni tartışmaya açtı. Şurası kesin ki bunun dünya siyasetine yoğun bir etkisi oldu. Sosyalistler yalnızca Sovyetler Birliği'nde "yanlış olan neydi" tarihsel sorusunu değil , ama aynı zamanda SSCB'de "ne oluyor" ve böylelikle de sosyalistlerin dünya çapındaki "görevleri nelerdir" çağdaş sorularını da tahlil etmek için temel kurmalara geri dönmekteler. Phill Hearse
15 Ekim 2020 Perşembe
Chris Harman, Ernest Mandel - SSCB Tartışması
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder